-
1 dışarı çık
1. gone out 2. walkout 3. went out -
2 ile dışarı çık
go out with -
3 dışarı
dışarı außen; draußen; hinaus-; nach draußen; Ausland n; Provinz f, Dorf n, Land n (Gegensatz Stadt);-i dışarı çıkarmak etwas (z.B. den Kopf) hinausstrecken ( pencereden zum Fenster);dışarı çıkmak weggehen; fam austreten;dışarı çık fam zieh ab!;-den dışarı çıkmamak fig im Rahmen (G) bleiben;dışarıda draußen;dışarıdan von außen; von draußen;dışarısı soğuk draußen ist es kalt;dışarıya nach draußen, hinaus;dışarıya gitmek in die Provinz ( oder aufs Land) gehen; ins Ausland fahren -
4 dışarı
I s1) \dışarıda kar/yağmur yağıyor draußen schneit/regnet es\dışarıdan von draußen\dışarıda yemek yemek auswärts essen\dışarıdan gelmek von auswärts kommenII adv (\dışarıya) hinaus, nach draußen\dışarı atmak hinauswerfen (-e/-den zu/aus); ( yanmış gazı) ausstoßen\dışarı çıkmak hinausgehen\dışarı fırlamak herausspringen, hinausspringen\dışarı koşmak hinauslaufençık \dışarı! hinaus mit dir!ısıyı \dışarı iletmek die Wärme abstrahlenkapıdan \dışarı zur Tür hinauspencereden \dışarı bakmak zum Fenster hinausschauen -
5 çık
vi2) heraus; ( içeride olup da seslenmek) hinaus\çık dışarı! hinaus mit dir!; ( dışarıda olup da seslenmek) komm heraus!\çık paraları! heraus mit dem Geld!\çıkın gidin! heraus mit euch!3) absağa/sola \çık! ab nach rechts/links! -
6 çık dışarı!
= öp eşiği -
7 çık dışarı
interj. out -
8 went out
dışarı çık -
9 gone out
dışarı çık -
10 walkout
dışarı çık -
11 went out
dışarı çık -
12 gone out
adj. sönmüş* * *dışarı çık -
13 go out with
ile dışarı çık -
14 walkout
n. grev, bırakıp çıkma, işi bırakma, toplantıyı terketme, terketme, çekilme* * *dışarı çık -
15 go out with
ile dışarı çık -
16 öp eşiği
= çık dışarı! а ну прова́ливай!, закро́й дверь с друго́й стороны́! -
17 Out you go!
Çik disari! -
18 out
adj. dış, dışarıdaki, uzaktaki, modası geçmiş, olanaksız, işe yaramaz, muhalefet————————adv. dışarı, dışarıya, dışarıda, uzakta, açıkta, bitmiş, kalmamış, çıkmış, yeni çıkmış, açığa çıkmış, yüksek sesle, sesli olarak, modası geçmiş, eskimiş, yıpranmış, pratiğini yitirmiş, sönmüş, bozulmuş, eksik, grevde, hatalı————————interj. dışarı, defol, çık dışarı————————n. atlanmış sözcük, aut, çizgi dışı, çözüm, kurtuluş, çıkar yol, çıkış————————prep. daha iyi, daha çok, fazla, büyük, aşkın————————v. dışarı çıkarmak, çıkarmak, dışarı atmak, kovmak, nakavt etmek* * *dışarı* * *1.1) (adverb, adjective not in a building etc; from inside a building etc; in(to) the open air: The children are out in the garden; They went out for a walk.) dışarı, dışarda, dışarıya2) ( adverb from inside (something): He opened the desk and took out a pencil.) dışarı, dışarıya3) (adverb, adjective away from home, an office etc: We had an evening out; The manager is out.) dışarı, dışarda, dışarı çıkmış4) (adverb, adjective far away: The ship was out at sea; He went out to India.) uzakta, uzağa5) ( adverb loudly and clearly: He shouted out the answer.) yüksek sesle, bağırarak?6) ( adverb completely: She was tired out.) tamamen, iyice7) (adverb, adjective not correct: My calculations seem to be out.) hatalı8) (adverb, adjective free, known, available etc: He let the cat out; The secret is out.) biliniyor, açığa çıkmış9) (adverb, adjective (in games) having been defeated: The batsman was (caught) out.) oyun dışı10) (adverb, adjective on strike: The men came out in protest.) grevde11) (adverb, adjective no longer in fashion: Long hair is definitely out.) modası geçmiş12) (adverb, adjective (of the tide) with the water at or going to its lowest level: The tide is (going) out.) alçalmış, alçalıyor13) ( adjective unacceptable: That suggestion is definitely out.) imkânsız2. as part of a word1) (not inside or near, as in out-lying.) içte ya da yakın değil2) (indicating outward movement, as in outburst.) dışa doğru hareket3) (indicating that the action goes further or beyond a normal action, as in outshine.) Not: işin olağan sınırları geçtiğini gösterir.•- outer- outermost
- outing
- outward
- outwardly
- outwards
- out-and-out
- out-of-date
- out-of-pocket
- be out of pocket
- out of print
- out of sight
- out of sight, out of mind
- out-of-the-way
- be out for
- be out to
- out of
- out of doors
- out of it
- out of order
- out of the way
- out of this world
- out of work -
19 hinaus
hinaus adv dışarı(ya);hinaus aus -den dışarı(ya);er wohnt nach vorn (hinten) hinaus onun odası/dairesi öne (arkaya) bakıyor;über etwas hinaus sein bş-i aşmış olmak;auf Jahre hinaus yıllar boyunca -
20 hinaus
dışarı(ya);\hinaus mit dir! çık dışarı!;zur Tür \hinaus kapıdan dışarı(ya);wo geht es \hinaus? dışarıya nereden çıkılıyor?;auf Jahre \hinaus yıllar için;über die Dreißig \hinaus otuzunu geçmiş;darüber \hinaus ayrıca
- 1
- 2
См. также в других словарях:
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük